Bir girişimci olarak, “okulda asla öğretilmeyen” dersler içinde ve oluşturmaya çabaladığınız harika takım için kazanabileceğiniz en üst düzey deneyim budur.
Yarım bir planı ve fazlasıyla hevesli olan biri, sermaye finansmanı arayan bir hayalperest ile eşleştirilebilir. Ancak kemer sıkmak korkaklık değildir. Bu arada kemer sıkmanın olumlu sonuçları ise sizin kontrolü elinizde bulundurmanıza olanak sağlar.
Üstelik araştırmalara göre kemer sıkmak sizi daha iyi bir girişimci yapıyor. Yaratıcı bir özgürlüğe sahip oluyorsunuz, bir girişimci olarak köklerinize bağlılığı sağlıyorsunuz, daha küçük (ancak daha verimli) bir ekibi yönetiyorsunuz, daha iyi ödül ve kazançlara yönelebiliyorsunuz ve daha hızlı ilerleyebiliyorsunuz.
En iyisi ise, dışarıdan bir yatırımcının etkisi altında kalmamış oluyorsunuz (girişimciler de bunu isterler zaten, öyle değil mi?)
Elinizde hiçbir şey olmadan başlayıp ondan çok değerli bir şey ortaya çıkarabileceğiniz kemer sıkma kurallarından bir kaçını aşağıda bulabilirsiniz:
1- Harekete odaklanın, elinizdeki değerlere değil
Girişimciler şu cümleleri kurmakla suçlanabilirler:
“Önce onu alacağım ve sonra bunu yapacağım”
“Bunu yapmak için ona ihtiyacım var”
“Ölçeğimi artırmadan bu şirketi yönetemeyebilirim”
“Büyüme için dışarıdan finansman desteği almaya ihtiyacım var”
“Dışarıda benim için bunu yapacak bir başkası var mı?”
Dış kaynak kullanımı, üretkenlik ve ulaşım kolaylığı olan şirket değerlerinin uygunluğuyla ilgili onca konuşmadan sonra, hareket etmek istemiyoruz. Sadece oturup bekliyoruz. Başkasının gelip bizim için bir şeyler yapmasını istiyoruz.
Flaş haber: kimse size yardım etmeye gelmeyecek. Bunu değiştirmek için bir şey yapmıyorsanız tabii. Hareket etmenin kendisinden başka yapmanız gereken bir “hareket” yok.
Harekete geçmeye bir kez başladığınızda, birçok konu kendiliğinden otomatik olarak çözümlenmeye başlayacak. Ayrıca, insanları sizin işinize kefil olmasına yardım edecek, blog tutarak müşteriler tarafından tanınma, sosyal medyada tanınma, genel olarak insanların sizin farkınıza varmalarını sağlayacak müthiş yollar var – hem de bir kuruş ödemeden.
Bahaneler üretmeyi bırakın ve harekete geçmenize engel olan önyargılarınızı ortadan kaldırın. Büyüdükçe, bu önyargıyı çalışma ortamında takımınızda bir “kültür” yaratmak için kullanın.
2-Elinizde neredeyse hiçbir şey yokken başlayın.
Herhangi bir işi yapmak için “normal” hiçbir zaman geçerli değildir. Henüz bir ürün bile satılmadan ofisler, dikkat çekici donanımlar ve yerli yerinde bir takım oldukça gereksizdir. Bunun yerine, hiçbir şeyle başlayın.
Kendinize bir kahve koyun ve şirketinizin adının ne olacağını, logo tasarımlarını, sloganları, markalama elemanlarını ve başlamanıza yardım olacak ne varsa düşünün. CrowdSpring veya CopyShoppy gibi yerlerden kopya çekmeye çalışmayın – bunlar tembel girişimciler için. Her ne olursa olsun, ne yapmak istediğinizi sizden daha iyi bilecek ve anlayabilecek kimse yok.
İnternet sitenizi en ucuz şekilde geliştirebileceğiniz aşağıdaki araçları kullanabilirsiniz:
- Wix
- Dudaone
- Webydo
- Weebly
- SquareSpace
Veya açık kaynak yolunu seçin, WordPress, Joomla veya Drupal gibi.
Domain adı ve hosting dışında başka hiçbir şeye para harcamıyor olacaksınız.
Unbounce, LanderApp veya KickOffPages gibi sitelerden bedava veya deneme hesapları açarak internet sitenizi oluşturmaya başlayabilirsiniz. Geliştiricileri unutun gitsin.
3-Ödeme sistemlerinizi, faturalarınızı ve muhasebenizi bir düzene oturtun.
Başlangıç olarak hesap tabloları kullanarak bütün gerekli rakamları ortaya dökün. İlk siparişiniz için bekleyin, faturayı kesip paranızı alın ve sonra, ancak o zaman, küçük şirketler için geliştirilmiş internet üzerinden kullanılabilen faturalandırma araçlarından birine, Freshbooks, LessAccounting veya Xero gibi, geçmeyi düşünün.
Bir muhasebeci aramaya başladığınızda (şirketinizin yerine, uygulanan kanunlara ve düzenlemelere göre) tam zamanlı, yarı zamanlı veya herkesin her yerden yapabileceği gibi çalışabilecek birisini mi istediğinize karar verin.
4-Bulutta çalışabilecek insanları işe alın.
Bir ofise ihtiyacınız yok. İhtiyacınız olan kabiliyetli ve etkili bir takım. Tam zamanlı çalışacak insanları daha yeni kurulmuşken işe almak çok pahalı bir mesele olabilir. Üstüne üstlük, daha iyi bir yeri tercih edip gidip gitmeyecekleri de belli değil.
Onun yerine, serbest çalışanları değerlendirin – sürüsüne bereket tecrübeye sahipler, sizi bir müşteri ve iş olarak görürler ve bu yüzden daha güvenilir ve daha çalışkan olurlar ve eğitime ihtiyaç duymazlar. Aynı zamanda onlara bir kaçış alanı yaratmanıza da ihtiyaç duymazlar. Sadece giderler ve kendi yeteneklerini geliştirme yolunda yürümeye devam ederler.
Evden çalışmanın el üstünde tutulmasının bir nedeni elbette var ve gelecekte tercih edilen çalışma şekli bu olacak.
Onlarla çalışırken, sanal iş gücünüzü yönetmek için sayısız proje yönetim ve zaman takip araçları mevcut. İşte onlardan bir kaçı:
Proje Yönetimi
- Asana.com
- Trello.com
- Basecamp.com
Zaman Cetveli ve Satıcı Yönetimi
- Harvest
- Findmyshift
5- Dijital pazarlamadan vazgeçmeyin
Şu şirketlerin ortak noktası nedir? Moz.com, CrazyEgg.com, Kissmetrics.com, Buffer, CopBlogger Media ve GrooveHQ…
Reklama hiçbir zaman bir kuruş bile harcamıyorlar. İş modellerinin tamamı dijital pazarlamanın gücüne, kurmak için çok çaba harcadıkları camialarına ve organik ulaşımın (ödeme almadan özgün insanların paylaşım yaparak diğer insanları bilgilendirmesi) gücüne güveniyorlar.
Dijital pazarlamanın nasıl yardımcı olduğunu görmek için uzağa gitmeyin. Bir blog tutmaya başlayın, sosyalleşin, kendinize coşkulu bir abone listesi çıkarın ve işinizi bu yolu kullanarak büyütmek için elinizden gelen her şeyi yapın.
Tanıtım yapmak eski, ağır ve tembel şirketler için.
Kemer sıkma, daha önceden belirtildiği gibi, dikkat çekici banka lobilerinde, VIP ofislerde takılmak ve kendine bir servet yapma peşinde olanlar için değil. Şehvetli, seksi ve korkutucu şekilde canlandırıcı bir yol, zoru tercih edip paçalarını sıvayan ve adrenalin patlaması yaşamaya hazır insanlar için bir yol tabii.
Siz ne tür bir girişimcisiniz? Yatırımcılardan almak istediğiniz bir finansman desteği mi arıyorsunuz yoksa önyükleme mi yapmak istiyorsunuz?
Şirketinizi nasıl kurdunuz ve nasıl büyüttünüz? Sizi güdümleyen şey tam olarak ne? Kahraman sizsiniz. Bize hikâyenizi anlatın.
Kaynak: http://tweakyourbiz.com/management/2014/10/27/5-cardinal-bootstrapping-rules-entrepreneurs/ – Mark Feldman